Yeni, 'Çalışanlar Sektörü Terk Ediyor'

,Hotel Kat Hizmetleri Eğitimi ve Dekorasyonu Derneği (HOTED) Onursal Başkanı ve Başdanışmanı Hakan Halit Yeni, Alanya'daki turistik tesislerin emekçilerine sahip çıkması çağrısında bulundu. Emekçinin kaderi işverenlerin, işletmecilerin inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Yeni, "Ülke ekonomisinin ana direklerinden birini oluşturan bacasız sanayi dediğimiz bu dev sektörün insan gücüyle yürüdüğünü bir türlü anlayamadık, anlamamakta da ısrar ediyoruz. Ülkeyi yönetenler başta olmak üzere, işverenler, işletmeciler bu dev sektörü tabiri caizse sağılacak inek gibi görmekten bir an önce vazgeçmezlerse, hizmete, nezakete, insanın insana hizmetiyle yürüyen, yani insan gücüne dayalı, memnuniyet odaklı bir sektör olduğunu kabul edip, acilen insana, emekçiye yatırım yapmayı ilk sıraya almazlarsa,  sürdürülebilirlikten, kaliteden, kalifiyeden verimlilikten ve geri dönüşüm turizminden bahsetmenin mümkün olmadığı gibi, yıllardır ülkemizi ziyaret eden misafirlerin büyük çoğunluğunu da kaybetmekle karşı karşıyayız. Bu yılı derme çatma, sağdan soldan toplama, yoldan geçenlerle, topal ördek gibi düşe kalka  bir şekilde atlattık atlatmak üzereyiz. Ya sonrası yani gelecek yıllar ne olacak? Yıllardır bu sorunları defalarca yazdık. Elemanlarınıza sahip çıkın, emekçinin hakkını verin ileride bunun bedelini en ağır şekilde öderiz dedik. Yıllardır adeta avaz avaz  bağırdık yalvardık. 

"İŞVERENLERİN YÜZDE 90'I AYNI KAFADA"

Emekçi sektörü terk ediyor, emekçiyi küstürüyorsunuz. Yapmayın etmeyin bu günleri çok ararsınız dedik. İşverenler başta olmak üzere, kimsenin umurunda bile olmadı. İnanın işverenlerin yüzde 90’ı hala aynı kafada! Eleman çok nasıl olsa bir şekilde buluruz kafasındalar. Daha da vahim olanı, "İşsizlik yok iş var, İş beğenmiyorlar" gibi trajikomik bir kafa yapısındalar. Velhasıl kelam bir türlü at gözlüklerini çıkaramadılar. Gerçeklerle yüzleşmek istemiyorlar. Peki nereye kadar? 

"ÜRKÜTÜCÜ TABLOYU TAHMİN EDEMEZSİNİZ"

Teşbihte hata olmazmış. Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere. Kusura bakmayın yok öyle eskisi gibi eleman falan. Alanya'dan başlayın Antalya, Fethiye, Marmaris, Bodrum yani Akdeniz'den Ege'ye tüm turizm bölgeleri bu yıl eleman diye cayır cayır yandı kavruldu. Konaklama sektörünün yoğun olduğu turizm bölgelerimizin tamamında derneklerimiz var. Hepsiyle sürekli istişare ediyoruz. Elimizdeki verilere bakacak olursak tablo o kadar ürkütücü ki tahmin bile edemezsiniz. Üstelik bu yılki misafir sayılarına bakılırsa yıl sonuna kadar 30 milyonu bile bulamayacak gibi görünüyoruz. Ya 2019'u, yani 50 milyonu aşan ziyaretçi sayısını yakalasaydık ne olacaktı? Ben söyleyeyim, ülke turizminin içine edecektik. Dünyaya rezil rüsva olacaktık.  "OTELLERİ YA ALMASINLAR YA DA SATSINLAR" Şunun şurasında iki, iki buçuk ay gibi kısa bir süre kaldı. İşverenler ne kadar akıllandılar, yaşananlardan ne kadar ders çıkardılar bunu bekleyip göreceğiz. Ben hiç sanmıyorum. Ama inşallah bu büyük problemin farkına varmışlardır. Aksi halde önümüzdeki sezon otellerini açmasınlar ya da otellerini bu işi layıkıyla, hakkıyla yapabilecek birilerine satsınlar. Bu sektöre daha fazla zarar vermenin bir manası yok!

"TURİZM DOLDURT BOŞALT SİSTEMİNE GEÇTİ"

Mevcut işverenlerin, işletmecilerin sabit fikirliliği ve emekçiyi köle gibi görmeleri yüzünden emekçiler sektörü terk ettiler, etmeye de devam ediyorlar. Sayelerinde turizm turizm olmaktan çıkıp, doldur boşalt sistemine geçti. Eğer böyle giderse,  yatağını kendin yap, odanı kendin temizle, kendin pişir kendin ye, tabağını kendin topla, arızanı kendin yap sistemine geçtik geçmek üzereyiz.

"ELİMİZDE KALANLARI KAYBETME RİSKİ VAR"

Peki bu kan kaybını nasıl durdurabiliriz, bu büyük problemi nasıl çözebiliriz? Elimizdeki genel verilere baktığımızda, emekçiyi bıktıran, illallah ettiren sektöre küstüren, bir daha  dönmemeye tövbe ettiren başlıca sorunları şu şekilde sıralayabiliriz. Sezonun çok kısa olması,  emekçinin 5-6 ay kıskacından kurtarılması, düşük ücretlerin, yani maaş politikalarının tekrar tekrar gözden geçirilmesi, çalışma saatlerinin yasal sınırlar içine çekilmesi, çalışanların yaşam koşullarının acilen iyileştirilmesi (lojman, yeme içme, kılık kıyafet, yıkama hizmetleri vs... ) Yine temel sorunlar arasında sosyal güvenliğin olmaması, yasal hakların verilmemesi( bayramlar, resmi tatiller vs) gibi, 3-4 kişinin yapması gereken iş yükünün bir kişiye yüklenmesi, barınma koşullarının kabul edilebilir düzeyde olmaması, olanların ise yetersiz ve yaşanabilirlikten uzak olması ve yönetimsel sorunlar olarak sıralanıyor. Daha bir çok sorun sayabiliriz ama bu saydıklarımız olmazsa olmazlar. Yukarıda saydığımız sorunlar yüzünden, gidenleri bir yana bırakın elimizde kalanları da kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.

"TÜRK TURİZMİNİ DÜNYAYA REZİL ETMEYİN"

İlaveten iktidarın, turizm bakanlığının sürdürülebilir bir turizm ve emekçinin sektöre dönüşünü sağlayacak, çalışanların tüm haklarını koruma altına alacak, acilen hemde çok acilen bir turizm yasası çıkarması zorunlu hale gelmiştir. Emekçinin kaderi, işverenlerin işletmecilerin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Hizmeti alanın da verenin de insan olduğunu, bu sektörün emekçiyle yürüyen bir sektör olduğunu hatırlamamızın vakti geldi de çoktan geçti bile. Eğer bu sorunları, işverenler işletmeciler bir an önce acilen düzeltmezlerse, çözmezlerse önümüzdeki sezonlarda otellerini boşuna açıp, Türk turizmini dünyaya rezil etmesinler. Ülkemizin imajını daha fazla zedelemenin bir manası yok. Değişmeyecekseniz, yukarıda saydığımız temel sorunları çözmemekte ısrar edecekseniz, emekçinize sahip çıkmayacaksanız, Allah aşkına bu işi bırakın bilenler yapsın. Turizmciliği layıkıyla, hakkını vererek yapan yüzde 10'luk kıymetli isverenlerimizi tenzih ediyor ve takdir ediyoruz. Ama inanın sorun tahmin ettiğinizden çok büyük. İktidarından işverenlerimize, etkilisi yetkilisi her kimler ise personel konusunda seferber olup acilen bir şeyler yapmalılar" dedi.